Turşuların, yemeklerin ve hatta kahvaltıların vazgeçilmezlerinden olan lahana, sağlığa faydaları ve kullanım bolluğuyla öne çıkmaktadır. Lahana denince her ne kadar aklımıza ilk olarak beyaz lahana gelse de; turpgiller ailesinin geniş ve kalın yapraklı, sonbahar ve kış sebzesi olmak üzere lahana; pek çok türü ile tüketimde önemli yer tutan sebzelerden biridir. Çeşitliliğiyle göze batan lahananın yetiştiriciliği de, azami miktarda dikkat ve özen gerektirmektedir.

Lahana Çeşitleri

  • Beyaz Lahana: Türkiye’de en çok üretilen lahana çeşididir. Anadolu’da ‘kelem’ adıyla da bilinen beyaz lahananın Romalılar ve Eski Yunanlar tarafından tedavi edici özelliğiyle öne çıkarıldığı bilinmektedir.
  • Milano Lahanası: Sarı Milano lahanası ve yeşil Milano lahanası olarak kendi içerisinde iki ayrı sınıfa ayrılan bu lahana türü, Akdeniz’in en eski lahana çeşitlerindendir.
  • Karalahana: Bir diğer lahana çeşidi olan karalahana, yaprak lahana olarak da tanınmaktadır. Özellikle Karadeniz bölgesinde bolca yetiştirilen ve tüketilen bir çeşittir.
  • Brüksel Lahanası: Frenk ahanası olarak da bilinen Brüksel lahanası, yumru şeklindeki yapısıyla dikkat çekmektedir. Kansere karşı koruyucu etkisiyle bilinen Brüksel lahanası daha çok ABD ve Avrupa’da yetiştirilmesine rağmen son zamanlarda bilinirliği ve yetiştiriciliği Türkiye’de de artan sebzelerden bir tanesidir.
  • Kırmızı Lahana: Bordo ve genelde kırmızı renkli yapraklarıyla öne çıkan kırmızı lahana, çoğunlukla piştiğinde mavi renge bürünür. Kırmızı rengini korumasını sağlamak için sirke veya asitli meyve ile muhakkak desteklenmelidir. Yaygın olarak salata malzemesi olarak kullanılmaktadır.

Lahananın Yararları

Sarması, çorbası, turşusu ve daha pek çok yemek türüyle karşımıza çıkan lahananın faydaları bitmek bilmiyor. Lahana yetiştirmek konusunda aklınızda soru işaretleri varsa, gelin lahananın yararlarından başlıcalarına birlikte göz atalım:

  • Sinirleri yatıştırarak, baş ve göz ağrılarının dinmesinde önemli rol oynar.
  • Kalp ve damar hastalıklarını önleyici bir misyon taşır.
  • Tansiyonu düşürür ve kolesterolü düzenler.
  • İltihap ve enfeksiyon gibi durumlara karşın vücudu koruyarak antibakteriyel özellik gösterir.
  • Cilde esneklik kazandırarak yaşlanmayı geciktirir.
  • İçerisindeki lif miktarı sayesinde bağırsakların düzenli çalışmasını sağlayarak sindirim rahatsızlıklarından korur.
  • Stresi alır ve beyin sağlığını koruyucu etkisiyle Alzheimer gibi hastalıkları önleyici bir etki gösterir.
  • Hormonların düzenli salınımını sağlar, antioksidanları sebebiyle kanser hücrelerine geçit vermeyerek kanser engelleyici olarak önem arz eder.
  • Kilo verme konusunda oldukça yararlı etkilerinin olduğu bilinmektedir.
  • B6, C, K, B1, B2 gibi vitaminleri ve potasyum, kalsiyum, protein, demir ve manganez gibi içerdikleriyle vücut sağlığına her noktada yardımcı ve düzenleyici olmaktadır. Bağışıklık sistemini sağlamlaştırır ve vücudu dış etkilere karşı korur.

Lahana Tohumu Nasıl Ekilir?

Lahananın kimliğinden, çeşitlerinden ve faydalarından bahsettikten sonra belki de en önemli noktaya geldik. Bu kadar fazla çeşidi, kullanım olanağı ve pek çok faydasıyla sizin de tahmin edebileceğiniz gibi lahana yetiştiriciliği özen ve dikkat gerektirmektedir. Tohumla yetiştirilen bir bitki olan lahana, yaz aylarından hoşlanan bir sebze olarak karşımıza çıkmaktadır.

Lahana yetiştiriciliğindeki önemli püf noktalardan birisi, lahana tohumlarının toprağa ekilmeden önce bir gün suda bekletilmesi gerektiğidir. Tohumların ekimden önce bekletilmesiyle birlikte, lahananın ekileceği toprağın sıcaklığının 10 ile 20 derece arasında olması, verimli bir hasat için gerekli noktalardan bir tanesidir.

Bu toprak sıcaklığı gereklerini göz önüne aldığımızda bölgenin yapısına göre ilkbaharda da olabileceği gibi, genellikle lahana ekiminin yaz aylarında yapılması en doğru olanıdır. Yazların uzun ve kurak olduğu bölgelerde, buna bağlı olarak lahana ekimini temmuz ve ağustos gibi geç aylara bırakmak daha faydalı olacaktır.

Lahananın yetiştirileceği bölgenin mineralce zengin olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle toprak analizi yapmak oldukça önem taşımaktadır. Toprağın besin profilinin bilinmesi işinizi oldukça kolaylaştıracaktır. Ekim yapacağınız toprağın pH değerinin ortalama olarak 6.5 olması ve güneş gören bir nokta olması önemlidir. Bununla birlikte, gübreleme lahana yetiştiriciliğinde çok önemli bir yer kapladığından ötürü, gerek duyulması halinde eksik mineraller azotlu gübre ile takviye edilmelidir.

Ekimden önce toprak yüzeyine sürme yapılması mühimdir. Sürülmüş ve düzlemesi yapılmış toprak, daha verimli bir yetişme döneminin yaşanmasını sağlayacaktır.

Lahana tohumlarının ekildikten sonra ortalama olarak 10 gün içerisinde çimlendiği bilinmektedir. Bu duruma gelene kadar birden sulama yapmamanın önemli olduğunun altını çizelim. Hafif nemlendirilen toprağın üstünün naylon yardımıyla kapatılması size fayda sağlayacaktır. Bu ortalama 10 günlük süreç tamamlandığında ve tohumlar çimlendiğinde ise naylonun kaldırılması gerekmektedir.

Lahana Fidelerinin Yetiştirilmesi

Tohum ekiminde olduğu gibi fide dikiminde de toprağın düzenlenmiş olması önemlidir. Fidelerin dikimi işlemi öncesinde gübrelenmiş, sürülmüş ve temizlenip düzlemesi yapılmış olması gereken toprak, doğru yetiştirme için olmazsa olmazlardandır.

Ekim sırasında tohumlar arasındaki mesafe de önem teşkil eden bir başka konudur. Lahanalara verilecek aralık mesafeler elde edilecek hasadın boyutunun göz önüne alınmasıyla birlikte, toprağın bakım şartlarına göre de ayar edilir. Lahananın türüne de bağlı olarak, ekim sırasında verilecek mesafe ürünün büyüklüğünü etkileyen önemli faktörlerden birisidir.

Toprağın ısısının düşük olmadığı dönemlerde yapılmasına dikkat edilmesi gereken ekim işlemlerinde, fideler arasında sıra üzerinde 20 ile 30 santim arasında boşluklar bırakılması en ortalama ve ideal olanıdır. Bununla birlikte sıra arasında da 40 ile 70 santim arasındaki boşluk tercihlerinizle sağlıklı bir yetiştirme süreci yaşayabilirsiniz. Fidelerin üçte ikilik kısmının toprak altında kalması gerektiğini de belirtmeden geçmeyelim.

Diyelim ki kısıtlı bir bahçeniz var ve lahana ekimi için ayrı ve özel bir alan oluşturamadınız. Bu durumda eğer ekimini yaptığınız biber gibi yazlık sebzeleriniz varsa, lahanalarınıza bu biberler arasında yer vererek alandan tasarruf sağlama imkanınız da mevcut. Yalnız şunu da unutmamanız gerek; diğer bitkilerle iç içe olan lahana ekimlerinden bazılarının bahçe işlemleri sırasında telef olma ihtimalleri vardır. Bu yüzden bu ekim şartlarında bahçe işlemleri yaparken daha dikkatli olunması tavsiye olunur.

Lahana fidelerinizin ekimini de, iklim isteklerini göz önünde bulundurarak yaz aylarında yapmanız yararınıza olacaktır ancak tohumlarda olduğu gibi aşırı sıcaklara dikkat edilmesi gerekmektedir. Kurak ve aşırı sıcak bölgelerde fide ekimi yaz sonu/sonbahar başına bırakılabilir.

Fide ekiminden sonra, bitkiler olgunlaşmaya başladığında sulama işlemlerini kademeli olarak azaltmak faydalı olacaktır. Bununla birlikte toprağı azotlu gübreyle takviye etmek sebzenin sağlıklı gelişiminde önemli rol oynayacaktır.

Sulamaya gösterilecek dikkat ve özenin yanında sebzenin fazla rüzgar yememesi bir diğer önemli nokta olarak karşımıza çıkmaktadır. Kökleri toprağa yakın olan bitki, yoğun rüzgarlar sonrasında zarar görebilmektedir.

Tüm bu püf noktalara dikkat edilerek gerçekleştirilen yetiştirme süreci sonrasında lahanalar güvenli şekilde hasat edilir ve dilediğiniz şekilde kullanılabilir.

Lahana Zararlıları Nelerdir?

Yetiştiricilikte dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ürünümüzü korumamız gereken çeşitli zararlılardır. Lahana bitkilerinin de onlara zarar verme ihtimali taşıyan belli başlı zararlıları bulunmaktadır. Gelin bu zararlılara birlikte göz atalım:

  • Lahana Kelebeği: Belki de lahana zararlılarının en meşhuru olan lahana kelebeğinin mart ile ekim ayları arasında gözlemlendiği bilinmektedir. Kanat renklerinin beyaz oluşuyla da dikkat çekerler. İyi uçma ve göç etme kabiliyetine de sahip olan lahana kelebekleri, lahana mahsullerinin kokusunu çok uzaklardan alabilirler. Lahana kelebekleriyle en etkin ve bitkiye zararı dokunmayan mücadele yöntemi, gözle görülebilenlerini elle toplamaktır.
  • Lahana Beyaz Sineği: Lahana beyaz sineği genellikle lahananın enzimlerinden beslenen bir zararlıdır. Bitki yapraklarını sarartarak mahsule zarar verebilir. Lahana beyaz sineğinden korunmak için fazla sulamadan ve haddinden fazla azotlu gübrelemeden kaçınılmalıdır.
  • Lahana Göbek Kurdu: Lahana göbek kurdu gözle görülmesi oldukça zor olan zararlılardandır. Bitkiyi yiyerek zarar vermektedir. Lahana göbek kurdundan korunmak için tarladaki kuru ve çürük mahsuller sürekli olarak toplanarak toprak temiz tutulmalıdır.
  • Lahana Yaprak Güvesi: Lahana yaprak güvesi görmenin zor olduğu lahana zararlılarından bir diğeridir. Yetişkin lahana yaprak güvelerinin genelde gece aktif olduğu bilinmektedir. Lahana yaprak güvesiyle mücadele için mahsulün sağlıklı ve güçlü yetişmesine önem verilmelidir. Düzenli sulama ve sık sık çapa yapılmalıdır.

Lahana Hastalıkları

Lahana zararlıları kadar lahana hastalıkları da ekim yapanların başını ağrıtabilmektedir. Lahana hastalıklarına da genel bir göz atmak, sağlıklı bir hasat süreci için yararlı olacaktır.

  • Lahana Kök Ur Hastalığı: Hastalıklı fidelerin sarardığı ve solduğu görülmektedir. Hastalık boyutu artarsa toprağın genel verimliliğini de etkilemektedir. Su tutan yerlerde drenaj yapmak ve sağlıklı fideleri ekmek bu hastalıkla mücadele konusunda etki sağlar.
  • Alternia Yaprak Lekesi: Alternia türlerinin sebep olduğu bir hastalık olan alternia yaprak lekesi, fidelerin ve eski bitkilerin köklerinde görülmesiyle beraber bitkinin her evresinde karşılaşılabilir. Bu hastalıkla mücadele için temiz tohum kullanılmalı ve fideler sık sık havalandırılmalıdır.
  • Lahana Mildiyösü Hastalığı: Genellikle lahana fidelerinde ve tarlada ekili diğer bitkilerin alt yapraklarında başladığı gözlemlenen lahana mildiyösü, gri ve beyaz püf tabakalarıyla göze çarpar. Bu hastalığı önlemek için fideler havalandırılmalı ve bir alana fazlaca tohum atılmamalıdır.
  • Lahana Siyah Damar Çürüklüğü: Xanthomonas Campestris adıyla bilinen bakterinin sebep olduğu bir hastalıktır. Olgun bitkilerde hastalık alt yapraklarda gözlemlenirken, fide döneminde hastalığa maruz kalan lahanaların yapraklarının koyulaşıp kuruduğu görülür. Hastalığın en yaygın semptomu ise adını aldığı şekilde lahana damarlarını siyahlaştırıp çürütmesidir.

Bu hastalıkla mücadele için tohumlar sıcak ve kuru yerlerde ekilmelidir. Bununla birlikte sertifikalı tohum ve fideler tercih edilmeli, doğru ve güvenilir gübreler kullanılmalı zararlı ekimin önüne geçilmelidir.