Mısır, ya da Latince bilinen adıyla Zea Mays, genellikle nemli iklim bölgelerinde yetişen bir tarım bitkisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Protein ve vitamin anlamındaki çeşitliliğiyle tanesinde bulunan ham yağ, yulaftan sonra en yüksek değer üreten besin maddesidir.

Besleyiciliğiyle dikkat çeken mısırın kökeni uzun zamandır bilim insanlarının tartışma konularından birisidir. İsviçreli botanikçi Candeolle tarafından öne sürülen mısırın kökeninin Amerika olduğuna dair fikir genel olarak kabul görmektedir.

Bu özellikleriyle tanımlanabilecek olan mısır bitkisi de, bazı diğer bitki türleri gibi çeşitli türlere sahiptir. Mısırın faydalarına ve devamında yetiştiriciliğiyle alakalı püf noktalara geçmeden önce bu türlere göz atmakta yarar var.

Mısır Türleri

  • Süt Mısır
  • Taş Mısır
  • Atdişi Mısır
  • Cin Mısır
  • Unlu Mısır
  • Tatlı Mısır
  • Çizgili Mısır
  • Mumlu Mısır
  • Kavuzlu Mısır

Mısırın Faydaları

Mısır, lif bakımından oldukça zengin olan ve enerji verici özelliğiyle öne çıkan bir bitki olduğu için, faydaları da oldukça çeşitlidir. Haşlanmış ve patlamış olarak hazırlanabilen mısır; salata, çerez ve yemek olarak kullanılabilmektedir.

Güçlü lif yapısı bakımından sindirim sistemine oldukça faydalı olan mısır bitkisinin genel yararlarına gelin birlikte bakalım.

  • İçerisindeki karbonhidrat miktarıyla vücudun enerji ihtiyacının %80’ini karşılar. Enerji ihtiyacını karşılıyor oluşunun yanısıra karbonhidrat miktarı beyin ve sinir hücreleri için de oldukça faydalıdır. Bu özelliği sayesinde Alzheimer gibi hastalıkların gelişimini önemli ölçüde sekteye uğratır
  • B12 zenginliğiyle mısır, kan hücrelerini sürekli olarak yeniler, demir eksikliğinin ve kansızlığı önemli düzeyde engeller.
  • Mısırın içeriğindeki doymamış yağ, karaciğeri olumlu etkileyip vücudun yağ oranının dengelenmesini sağlayarak kötü kolesterolün yükselişinin önüne geçer.
  • Mısırda yüksek miktarda beta-keroten ve A vitamini bulunur. Bu maddeler sayesinde mısır, göz sağlığını korumada en önemli besin kaynaklarından biri olarak önemini korumaktadır.
  • Mısır C vitamini sayesinde cilt sağlığına da oldukça faydalıdır.

Mısır Nasıl Yetiştirilir?

Mısır, sıcak iklimi ve bol güneşi seven; yetiştirme sürecinde azami dikkat gerektiren oldukça değerli bir bitkidir. Mısırın buğday ve çeltikten sonra en çok ekim alanı kaplayan 3. bitki olarak dikkati çekmektedir. Oldukça verimli bir bitki olan mısır, genellikle yabancı döllenmektedir.

Mısır normal şartlarda 10 ile 11 derece arasındaki sıcaklıklarda çimlenmeye başlar. Genelde 5 ile 10 santimetre derinlikteki toprak sıcaklığının 15 dereceye ulaşması, mısırın çimlenme hızını önemli ölçüde arttırır. Yalnız dikkat edilmesi gereken husus sıcaklığın 30 dereceyi aşmaması gerektiğidir. Sıcaklığın 30 dereceyi aşmasıyla önce gelişimde yavaşlama ve ardından çimlerde ölüm gözlemlenir. Bununla birlikte sıcaklık 9 derecenin de altına düşmemelidir.

Mısır üretimi için en ideal sıcaklık aralığı, 24 ile 32 derece arasıdır. Bir sıcak iklim bitkisi olan mısır, buna rağmen yüksek sıcaklara dayanamaz. Buna bağlı olarak mısır bitkisini sıcak ve rutubetli geceler geçirmeyen iklimlerde yetiştirmek verimliliğin artması açısından çok daha faydalı olacaktır.

Mısır bitkisi, diğer bitkilere kıyasla genellikle su ihtiyacı oldukça az olan bitkilerden bir tanesidir. Mısır tüketiminin en yüksek olduğu dönem genelde Temmuz dönemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunlarla birlikte ortam da mısır bitkisinin su ihtiyacını etkileyen unsurlardan biridir. Örnek olarak nemin %75’ten %50’ye düşmesi de su tüketimini 2 katına çıkartır.  

Yine de kuraklığın mısır için bazı ciddi sonuçları olabilmektedir. Üst yaprakların yanıp ölmesi, genç yaprakların ölmesi, polenlerin ölmesi, tane bağlama oranının düşmesi gibi bazı sonuçlar mısır yetiştiriciliği sırasında kuraklık konusuna önem gösterip geçit vermemenin ehemmiyetini arttırıyor.

Ekim zamanı geldiğinde, mısır bitkisinin toprak istekleri de çok fazla değildir. Uygun ve zamanında işlenmesi halinde bitkinin toprak biçimlerinde sıkıntı yaşamadan sorunsuz şekilde yetiştiği bilinmektedir. Bu nedenlere bağlı olarak toprak analizlerine önem vermek oldukça değerlidir. Yine de mısır yetiştirmek için en ideal toprak tipi organik ve bitki besin maddelerince zengin, iyi havalanan, derin ve sıcak toprak tipidir. En uygun pH değeri 6 ile 7 arasındadır.

Mısır tohumu, belirli bir toprak hazırlığına ihtiyaç duymaktadır. Mısır tohumunun toprak ihtiyaçları doğrultusunda atılacak ilk adım, toprak yüzeyine ilk sürümü derin sürüm ile başlayan toprak işleme sistemini devreye almaktır. Bunun yanı sıra pullukla toprak sürüldükten sonra tohum yatağını hazırlayarak da toprak hazırlığını doğru şekilde tamamlayabilirsiniz. Bu konuda altını çizmemiz gereken husus ise, ikinci yöntemin ikinci ekimde maddi açıdan ekstra külfet yaratabileceğidir.

Mısır ekimi için en ideal zamanlar genelde Nisan ortası ile Mayıs ayının ilk haftasıdır. Mısır ekiminden sonra ikinci ekimlerde ise en geç temmuz ayına kadar ekimin yapılması, gelişimin sağlıklı ilerlemesi açısından oldukça önemlidir.

Ekim derinliği ana ürününüz için 5-6 cm, ikinci ürününüz içinse 6-8 cm olmalıdır. 70 ile 25 santimetre arasında verilecek sıra arası, bitkinin sağlıklı gelişimi için yeterli bir mesafe olacaktır.

Gübreleme noktasında ise mısır bitkisine en uygun gübre türlerinden biri azotlu gübredir. Bu gübrenin yarısının ekimle beraber toprağa verilmesi gerekirken, fosforlu gübre kullanacaksanız bunu tamamını ekimle beraber toprağa vermeniz gerekecektir.

Bakım İşlemleri

Eğer ekim sırasında tohum sık atıldıysa çıkıştan yaklaşık 2 hafta sonra seyreltme işlemi uygulanmalıdır. Bu dönemde çıkan yabancı topraklar çok geçmeden çapalanmalı ve toprak sürekli olarak havalandırılmalıdır. Çapalama sırasında genç bitkilerin zarar görmemesine oldukça fazla dikkat edilmelidir.

Mısır bitkisine ikinci azotlu gübreyi de uygulamanızın ardından çapa vb. aletlerle boğaz doldurma işlemi yapılmalıdır. Destek köklerinin toprakla temasını sağlayabilmek için bu işlemin yapılması büyük önem taşımaktadır.

Tüm bunların yanında mısırın kendi etrafnda yetişen yabancı otlarla mücadele gücü zayıf olduğundan dolayı, serbest bırakılması halinde ihtiyacı olan su, ışık ve besinden mahrum kalabilir. Bu nedenle çeşitli kimyasal ot öldürücüler yardımıyla veya çapa gibi aletlerle mekanik olarak yabancı otlarla kesin olarak mücadele edilmelidir.